Ailelerin Boşanması Çocuklar Üzerinde Ne Gibi İzler Bırakıyor

Anne ve babaların evlilikleri bazen ilk zamanlar da olduğu gibi heyecanlı, mutlu, geleceğe karşı umut dolu ve huzurlu geçmeyebiliyor. Çiftler arasında anlaşmazlıklar, gerilimler çatışmalara ve şiddetli  kavgalara dönüşebiliyor. Hatta bazı zamanlarda bu durum daha da kötüleşerek kırıcı sözler yaralayan cümleler ve şiddetle bile sonuçlanabiliyor. Bazen boşanma ile sonuçlanmak ile birlikte bazen de yıllarca bu şekilde gidebiliyor. Tüm bu süreci çocuklar izliyor, yaşıyor ve şahit oluyorsa? Evde yaşayan çocuklar ve gençler için ailelerini bu halde görmek, sürekli hakaret küfür ve kavga duymak, izlemek çocuklar için dayanılmaz acı verici oluyor. Böyle bir evde yaşayan çocukların, yetişkinlik döneminde de bu durumların izlerini ömür boyu izlerini taşıdıklarını ve travmatik bir birey haline geldiklerini terapi de çok sık görüyorum. Ergenlik döneminde anne ve babanın ayrılması ya da boşanması genci oldukça etkiler. Hayata, çevreye, iyi gördüğü birçok şeye karşı güvenini kaybetmeye başlar. Eğer ebeveynlerden birinin hayatında başka biri ile ilişki varsa bu durumu ona ve ailesine yapılmış ihanet olarak görebilir. Ergenler de 12 yaşından itibaren bireysel farkındalıklar artar, akranları ile kendini yakın hissetmeye çabalar. Dışlanmaktan korkar ama ailesinin parçalanması onun başka aileler ile kendi ailesi arasında kıyaslamaya gitmesine neden olur. Ailesinin ayrılığından utanabilir ve ebeveynlerden birine ya da her ikisine de beklenmedik tepkiler vererek siper alabilir. Çocuklar genellikle anne ve babasını bütün olarak görmek isterler fakat bazı noktalarda ayrılık gerektiğini onlarda anlarlar. Bu tarz durumlarda özellikle evde sürekli sürtüşme ve çatışmalar varsa. Anne ve baba sürekli bir birine laf sokup incitme peşinde ise çocuklar bu evden kurtulmak ve daha fazla bu huzursuzluğa şahit olmamak için ayrılmalarını isterler. Genel olarak da ayrılığın ilk safhaların da çocuklar bir kurban seçmek isterler fakat ilerleyen dönemlerde aslında doğru olanın ayrılık olduğunu onlarda fark ederler. Bu kurban seçme dönemlerinde çocuklar bazen çiftlerden ayrılığa sebep olduğunu düşündüğü ebeveyni suçlar, tepki gösterir. Bazen de çok anlamsız bir şekilde suçluluk duygusuna kapılarak ayrılıktan kendini sorumlu hisseder ve kendine sorumluluk yükleyerek üzüntü içerisine girerler. Eğer aile ayrılığı sağlıklı bir şekilde yürütememiş ve hala sürtüşme gerginlik ortamı devam ediyorsa çocuklar bazen birlikte kalmadığı ebeveyne gitmek ve görüşmek istemeyebilir. Veya tam tersine aşırı özlem nedeni ile terk edilmişlik ve yalnızlık duygusuna kapılabilirler. Bu dönem çok hassas ve önemli bir dönemdir özellikle bu dönemde çocuğa psikolojik destek aldırmak ve anlayışla yaklaşarak duygularını hissetmeye neler yaşadığını anlamaya odaklanmak çok önemlidir. Aksi halde çocuk zamanla görünmez olduğunu hissedecek ve değersizlik duyguları ortaya çıkacaktır. Böyle olduğu zaman da ailesinden uzaklaşamaya başlayıp, yanlış kişiler güvenebilir ve yanlış çevrelere girerek riskli kendisi için riskli davranışlar sergilemeye açık hale gelebilir. Dikkatini toplamakta zorlanabilir ve adaptasyon sorunları ortaya çıkabilir. Okul başarısında düşüşler olabilir ve içine kapanarak kendini tamamen yalnızlaştırıp sosyallikten kaçınabilir.

Boşanma sonrası anne baba çocuğu ile arkadaş olmaya çalışmamalı, onu dertleri ve diğer ebeveynin hataları ile sürekli yüz yüze getirmemeli. Anne ve babası çocuğa sürekli bir birini kötülememeli. Her çocuk anne ve babası ile gurur duymak ve onların değerli olduğunu hissetmek ister. Anne ve babasına sırtını güvenle dayamak ister ve her ikisinin de desteğine ihtiyaç duyar. Boşanmak tüm sürecin içinde evlilik birliğinin sonlanması olsa da başı ve sonu çok karmaşık olabilmektedir. Bu nedenle bu süreç içerisinde bilinmelidir ki en büyük ruhsal desteğe ihtiyacı olan kişi çocuktur. O yüzden eğer siz veya tanıdıklarınız böyle bir süreç yaşıyorsanız mutlaka çocuklarınıza psikolojik destek alın ve siz de bir destek sürecinden geçin ki çocuğa nasıl sağlıklı yaklaşım sergileyeceğinizi tam olarak bilerek ilerleyin.

Unutmayın ki her son bir başlangıçtır ve kimse ayrılmak için evlenmez fakat bazen şartlar bunu gerektirebilir. Bu durumda da dünyanın sonu olmadığını ve sağlıklı bir şekilde hayatınıza nasıl devam edebileceğinizi planlayarak ilerleyin. Hepinize huzur ve sağlıkla dolu bir ömür dilerim.

Sevgilerimle;

Uzm. Klinik & Uzm. Adli Psikolog

Psikoterapist

Kadriye Özadmaca

www.psikologevinde.com

05338600045