Prekaryalaşma Üzerine Kuru Gürültü

Mavi yakalılar, beyaz yakalılar ve altın yakalılardan sonra evden çalışma kültürünün COVID19 sonrası bizim ülkemizde de kısmen  de olsa eskiye göre daha çok kabul görmeye başlamasıyla, Liderlik Düşünürleri’nin yeni ortaya koymaya başladığı evden çalışan “bisiklet yakalılar” da artık çalışma hayatının yeni bir grubu.14 Mart 2020 öncesinde evden çalışma algısı ile  bugünkü algı bu süreçte bir miktar değişmiş ve bizim ülkemizde pek yaygın henüz olamasa da evden çalışma veya hibrit çalışma modelleri artmıştır.  

Çalışma hayatındaki farklı modellerin avantajları ve dezavantajları hala daha araştırma ve tartışma konusu olmaya devam ederken, Fordist üretim döneminde bir yastıkta 40 yıl kocayan çiftler misali uzun süreli, garantili,örgütlü ve üretim ağırlıklı bir dönem olması sebebiyle disiplinler ve talimatlar bütünü çalışma sistemleri de zaman içinde, bir miktar da globalleşme dediğimiz şey sebebiyle değişmeye çoktan başlamış durumda. Artılarıyla eksileriyle birlikte de olsa küreselleşme ile birlikte esnek istihdam şekillerinin, kısa süreli sözleşmelerin yaygınlaşması, Über gibi geleneksel olmayan iş modelleri ve belki biraz da dijitalleşmenin de etkisiyle iş gücü de zaman içinde değişime uğradığını söylemek çok da yanlış olmayacaktır.

İktisatcı/Akademisyen Guy Standing’in Precarious(Güvencesiz/kırılgan) ve Proletariat(proletarya/emekçi sınıf) kelimelerini birleştirerek yeni ve büyüyen bir iş gücü olarak tanımladığı Prekarya yine üzerinde araştırmalar yapılan, tartışılanve büyüyen bir sınıf olarak hayatımızda duruyor. Guy Standing, bu grubun hayatına belirsizlik ve güvencesizliğin yön verdiğini söylerken, kuşak araştırmacısı Evrim Kuran da bu grupta yer alan özellikle genç nesli “küresel köyün kaygılı çocukları” olarak tanımlıyor ve tarihte ilk kez bir neslin kendinden önceki kuşak kadar iyi bir hayat yaşayabileceğine inanmadığını belirtiyor.

Prekarya en kaba tarifiyle “düzenli olarak düzensiz işlerde çalışan, çoğu zaman güvencesiz, kök salamayan”yeni  sınıf (denemesi)olarak ifade edilmekte.Prekarya hem mavi yakalı hem de beyaz yakalı iş gücünde yer alabilmektedir. Bugününden ve geleceğinden endişe duyarak çalışan Prekarya için birçok sey belirsiz ve garantisiz olmasına rağmen dünyada sayıları sürekli artıyor. Stabil bir hayat kurmanın daha zor olduğu , birkaç senelik sürelerle işlerde çalışan bu grubun hayatına  güvencesizlik hakim  olduğu için kaygılı bir hissiyat içinde olmaları ve sayılarının artması da toplumsal kaygı oranını yükseltmekte olduğu söyleniyor. Herkesin yeni maceralara girmeye uygun karakterde veya niyette olmadığını düşünürsek risk almayı seven tarafta yer almayan kişiler için bu ciddi bir sorun olabilmekte ve Türkiye’de yapılan bazı araştımalar bu belirsizlik ve gelecek kaygısının gençlerin devlette memur olma talebinde bir artışa da sebep olduğu belirtiliyor. Guy Standing’in bu sınıfı tehlikeli bir sınıf olarak tanımlamasının bir sebebi ise Prekaryanın mücadele insanı olmaktan çıkmaya meyilli, populist siyasetçiler ile demagogları dinlemeye meyilli olabileceği ve siyasi sömürüye açık bir hale gelmesi olarak ifade ediliyor.

Prekarya olarak tanımlanan grup, emek esnek, güvencesiz, kök salamayan ve hak iddia edemeyen ve sürekli bir emek sürecinde var olmaya devam ederken,bugün işinde ücreti az geldiği için ek iş yapan ve çoğu zaman da güvencesiz bir şekilde iş yapan beyaz yakalı da prekaryanın bir parçası haline geldi.  Emek çok eskilerden ama özellikle 19 yy’dan beri 1 Mayıs’ın resmileşmesiyle herzaman çok değerli ve kutlanması ve takdir edilmesi gereken bir değer iken sürekli değişen dünya,şartlar,ekonomik krizler,virüsler ve daha şu an henüz başımıza gelmeyen diğer şeyler “ hepimiz Prekaryalaşmaya doğru mu gidiyoruz?” Sorusunu da akla getirmiyor değil.

“ Sahip olduklarını kaybetmekten korkanlar sürekli olarak engellenmiş hissederler. Sinirli olurlar ama bu sinirlilik hali genelde pasif bir durumdur. Prekaryalaşmış zihin, korkudan beslenir ve korkuyla motive olur”

 (Guy Standing)