Merhaba bu hafta biraz seçimlerimizden ve özgürlük arayışı ile o özgürlüğün getireceği değişimin bizi nasıl korkuttuğundan bahsedeceğim…
Hayatımızın içinde her hangi bir konuda, karar verebilmek yeni bir adım atmak, ya da değişikliğe alışmak da diyebiliriz. Bir başlangıç ya da sonlandırma eylemi yeni adımlar atarak değişime yönelik bir eylemdir. Bu bazı kişiler için çok rahatlıkla yapılabilen basit zihinsel süreçken, başka için çok korkutucu hatta yıpratıcı ve uzayıp gidebilen bir süreçtir. Bazı kişiler için yeni kararlar alabilmek içsel bir mücadeleye dönüşebiliyor, özellikle mevcut konu için bir zaman sınırlaması varsa bu durum daha da zorlaşabiliyor. Alacağı kararın kişinin hayatında ki neleri etkileyeceğini tam olarak bilmemesi yani belirsizlik kişiyi kararsızlığa sürüklüyor. Aslında karar almak kişi için ne kadar zor ve uzun bir süreçse burada kişinin kendine olan özgüveninin zayıflığından bahsetmek doğru olacaktır, düşük öz saygı bazen karar almayı güçleştiriyor. Belli bir konuda karar alma ve aldığı kararın oluşturacağı stres faktörlerinin çok fazla olması durumunu kişi düşündükçe kararsızlığa sebep olarak, vereceği karardan kaçmasına neden oluyor. Burada ki en temel olay aslında kişinin mükemmeliyetçilik dürtüsü kadar, dışarıdan gelebilecek olan eleştirilme ve yargılanma kaygısı bu durumu daha da şiddetlendirebilir. Bir kişinin hayatında kararsızlığa sebep olabilecek bir çok etken mevcuttur. Bunlara bakacak olursak bir kaçını gözden geçirelim….
Kişinin mükemmeliyetçiliği ve çevresel faktörler, yani dış etkenler kişinin karar verme sürecini oldukça güçleştirerek bu süreci yavaşlatıp zayıflatıcı şekilde strese neden olabilir. Veya karar alınacak konunun kişinin yaşamında çok radikal ve büyük etkiler yaratacak olması da durumu zorlaştırabilir. Veya karar vereceği konuda birden çok seçeneğin olmasından dolayı, kişinin en iyi seçeneği seçebilmesi için aralarından eleyerek seçebilmek adına sürecin uzaması da olasıdır. Ama bu basedilenler arasında en sağlıksızına gelecek olursak eğer kişinin hiçbir şekilde kendi hayatında sorumluluk alamayıp, karar verememesi nedeni ile bir başkasının onun adına karar verip onun hayatı için seçimler yapması olacaktır. Burada yapılan seçimin ardından ortaya çıkabilecek pişmanlık duygusu yaşayarak tecrübe edilen olumsuz deneyim olabilir.
Ayrıca alınan kararlar doğrultusunda çok fazla eleştiriye mağruz kalmakta kişinin daha sonraki seçimlerini ve karar verme sürecini olumsuz etkileyebilmektedir. Eğer kişinin özgüveni çok kırılmışsa herhangi bir konuda karar verebilmesi onun için bir ıstıraba dönüşebilmektedir. Dolayısı ile vereceğiniz kararın ne kadar göz önünde olduğu olduğu, ne kadar kişiyi etkileyeceği, daha önemlisi sizin hayatınızın ne kadar değişeceği de karar verme sürecinde büyük önem taşımaktadır. Hiç düşünmeden karar vermek kadar, aşırı düşünüp karar verememek veya sürekli başkalarından fikir almadan hareket edememek de sıkıntılıdır. Kişinin kararlılığı ve aldığı kararların ardında durabilmesi de güçlü bir özgüven işareti olabileceği gibi kişinin sorunlarla baş etme becerilerinin de iyi olduğuna bir işarettir. Hayat seçimlerden ibaret olduğu için belirli dönemlerde seçim yapmak ve kararlar almak zorunda hepimiz kalacağız. Fakat bu süreci aşırı strese girmeden, çok fazla yıpranmadan ve sonucunda psikolojinizi bozmadan atlatabileceğiniz deneyimler dilerim. Eğer atlatamadığınız bir karar süreci varsa ve bu sizin yaşam kalitenizi düşürüyorsa. Örneğin uyku, yeme ve sosyal yaşamınızı olumsuz etkiliyorsa ve sizi çok strese sokuyorsa zaman kaybetmeden bir uzmana başvurmanızda fayda olacaktır.
Uzm. Klinik Psk & Uzm. Adli Psikolog
Psikoterapist
Kadriye ÖZADMACA
05338600045
info@psikologevinde.com