UZMAN KLİNİK PSİKOLOG ne demektir ve ne işe yarar? Özellikle bu alanı diğer alanlardan ayıran en temel özellikler nelerdir… bu hafta biraz bunlara dokunmak istedim; çünkü bir çok kişinin aklında soru işaretleri olduğunu görüyorum… ve bu soru işaretlerinin de hastalarımızı yanılgılara düşürüp yanlış yerlerden destek aradıklarını ve  zaman zaman hastalarımızın  çok ciddi zarar gördüklerini  meslek hayatımda gözlemliyorum….

               İlk önce Klinik psikoloji nedir? Çalışma alanları nelerdir bunlara bir bakalım. Öncelikle 4 yıllık Psikoloji lisans eğitiminin ardından Uygulamalı Klinik psikoloji alanında 2 ya da 3 yıllık lisansüstü eğitim alan kişi Klinik Psikologdur. Klinik Psikoloji  Lisansüstü eğitim uzmanlık eğitimidir. Psikolojinin herhangi bir alanında yüksek lisans yapan kişi uzman psikologdur ancak Klinik Psikolog değildir. Uzman klinik psikolog psikopatoloji , ruhsal bozukluklar, ve psikolojik problemlerin derinlemesine bir şekilde, belirli kişilik ve değerlendirme testleri desteği ile tanı ve psikoterapi yoluyla tedavi edilmesinde uzmandır. Genel olarak  Sağlık Bakanlığına Bağlı hastanelerde ve  kliniklerde çalışırlar .Tüm bu lisans-lisansüstü eğitim ve sınav şartlarını karşılayan kişi resmi olarak (uzman) klinik psikolog olarak tanınır.
Aslında klinik psikologların eğitim hayatları meslek hayatları boyunca sürer. Mesleki anlamda kendilerini güncellemek için kazançlarının çoğunu yine terapi eğitimlerine harcarlar. Her psikolog kendi özel ilgi alanına yönelik mesleki eğitimlere katılarak gelişimini sürdürür. Burada halk arasında çok karıştırılan bir noktaya daha değinmek isteyeceğim, her Klinik Psikolog  Psikoterapist değildir ve Psikoterapi uygulama yetkinliğine sahip değildir. Psikoterapist  unvanı kazanabilmek için her hangi bir Terapi alanın da belirli saatleri dolduracak şekilde hem teorik hem uygulamalı, hem de süpervizyonlu eğitimlere katılıp gerekli şartları ve sınavları yerine getirmelidir böylece Psikoterapi ile tedavi yetkinliğine sahip olup Psikoterapist unvanı kazanabilecektir.

Biraz da insanların psikolojik destek almak hakkındaki çekince ve ön yargılarına da dokunmakta yarar var sanırım….Öncelikle geçmişe oranla baktığımızda insanların bu ön yargılarının yavaşça kırılmaya başladığını gözlemliyorum, bu ön yargıların en önde gelen nedeni bilgisizlik ve kulaktan duyma sözlerle etki altında kalmalarıydı. Ancak son zamanlarda özellikle kendi klinik deneyimlerimde hastalarımın çocukları için rahatça terapiye başvurduklarını bunun yanı sıra çift terapisi ve bireysel iniş çıkışlarında da yardıma başvurma oranlarının her geçen yıl arttığını ve bilinçlendiklerini gözlemlemekteyim.  Mesleğe ilk başladığım yıllarda ben deli miyim de psikoloğa gideceğim gibi terimler kullanıyorlardı ama herkesin bu gerçeği kabul etmesi gerekli ki sadece akıl sağlığı bozulan kişiler değil, ruhsal çöküntü yaşayan, iş hayatında zorluklarla karşılaşan, ilişkilerinde dengesizlikler olan, kendine güven problemleri yaşayan ve daha sayıla bilecek bir çok konuda destek almalarının utanılacak bir şey olmadığını sindirmeleri gerekli. Zamanla herkesin psikolojik destek alabileceğini ve bir uzmanın desteğine başvurabilmesinin utanılacak veya ayıp bir şey olmadığını sosyal medyanın da, TV programları ve dizilerin de desteği ile yavaşça özümsemeye ve normalleştirmeye kendi zihinlerinde başladıklarını gözlemliyorum.

Günümüzde klinik psikolog olmayıp bu alanda hizmet vermeye çalışan ve etik ihlal işleyen  kişiler(yaşam koçu, aile danışmanı, rehber öğretmen vb… gibi alanların insanlar üzerindeki etkileri nelerdir dilerseniz  bir de bunlara göz atalım….Klinik Psikologların yani 4 yıllık psikoloji lisansına ve iki yıllık Klinik psikoloji uzmanlığına sahip kişilerin ortak sorunu olan ve kanayan yarasıdır ne yazık ki.  Yaşam koçları veya danışmanlık adı altında bu işi yapmaya çalışan kişiler halkın sağlığını ciddi şekilde tehdit etmekte ve bir çok hastamızın ruhsal sağlıklarında ağır hasar bırakmaktadırlar. Kendilerine klinik psikolog gibi yer açmakta adına danışmanlık ya da yaşam koçu diye isim verip halkı kandırarak sömürmektedirler. Psikoloji bir bilim dalıdır ve bu öncelikle lisans eğitiminde derinlemesine psikopatolojik eğitim alınarak daha sonrasında ise Klinik Psikoloji uzmanlığı ile hastalıklar üzerinde hem teorik hem uygulamalı vaka örnekleri ile bezenerek öğrenilen kazanılan bir bilim dalıdır, sadece lisans psikoloji mezunları ve psikolojinin başka dalında uzmanlık alan meslektaşlarımız dahi örneğin uzman sosyal psikolog  bile hasta göremezken terapi yapmaya soyunmaz ve kendilerine klinik açmak gibi bir yanılgıya düşmezken,  sınırlarını bilerek adım atarken yaşam koçu ve danışmanlık adı altında bu işi yapmaları ciddi bir tehdit ve tehlike arz etmektedir. Aldıkları 3-5 günlük- aylık ve bazen sadece bir kaç saatlik eğitimlerle halkın sağlığını hiçe sayarak yapılan ‘cahil cesareti ‘diyeceğim kadar kolay bir iş değildir. Klinik Psikoloji Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık çalışanlarının yaptığı bir sağlık alt dalıdır.

Biraz da son zamanlarda baya gündemde olan psikoloji filim ve dizilerine dokunmak istiyorum. Bu diziler hastalarımız üzerinde hem olumlu, hem de olumsuz etkiler bırakabiliyor. Örneğin bir çok danışanım bana Kırmızı Odayı izliyorum benim gibi destek alan bir çok insan var diyerek bir yönden kendini yalnız hissetmezken, diğer taraftan ise siz de orada ki psikolog gibi benim hakkında olumsuz düşüncelere kapılıyor musunuz diye soruyorlar. Evet bu diziler ön yargıları kırmak adına ve hastalarımızın yardım almasını kolaylaştırmak adına bir basamak olurken diğer yandan da hastaların aklında soru işaretleri bırakıyor bana karşı olumsuz tutumlarınız oluyor mu gibi soruları oluyor.  Bir çok dizide yer alan konular gerçek hayat hikayeleri olduğu için ve bir Psikiyatristin hastalarının vaka örnekleri olduğu için daha çok ilgi çekiyor, fakat bu vaka örnekleri senaryolaştırırken sanırım bir psikoloğun etik ilke ve kurallarını bilmedikleri için yanlış mimikler, yanlış düşünceler ve tavırlar sergileniyor bu da hastalarımızın üzerinde olumsuz yönde etki bırakmalarını sağlıyor. Özetleyecek olursam eğer bu diziler hem negatif hem de pozitif etkiler sağlıyor. Eğer bir Psikoloğun etik ilke kurallarına bakılarak senaryolar canlandırılsa çok daha etkili ve olumlu sonuçlar bırakacağına kendi mesleğim adına inanç duyuyorum.

Bir Klinik Psikolog, danışanının hayatında gerçekten büyük izler ve etkiler bırakabiliyor. Tüm meslektaşlarımın ve Psikolog adaylarının ilk yapması gereken mesleklerini sevmeleri aksi halde bu alanda verimli olamayacaklarını bilmeleri gerekiyor. Bu melek sevilmeden yapılamayacak bir meslektir, önce insanı olduğu gibi kabul edip sevmeli ve yardım etmeyi her şeyden öncelikli bilmelidirler, insanları dil, din, ırk, sosyal statü olarak ayırmamalı ve hepsine eşit davranmalı.  Bir kişi Klinik Psikolog adayı olacaksa eğer mutlaka kendi ekolünü seçip o alanda bir çok terapi eğitimlerine katılmalı, ruh sağlığı hastanelerinde stajlar yapmalı, test ve ölçme değerlendirme eğitimleri almalı. Sadece diploma almak ile bu meslekte hastalarımıza yeterli faydayı sağlamamız mümkün olmayacaktır. Psikolojinin alan içi eğitim ve sempozyumlara ve kongrelere sürekli olarak katılmalı, yeni makaleleri yayınları sürekli okuyarak yenilikleri ve yeni çalışmaları araştırmaları takip etmelidir. Eğer bir kişi Klinik Psikolog unvanını hakkı ile taşımak ve mesleğin gerekli yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmek istiyorsa. Sürekli yeni ekoller ve terapi yöntemlerini takip etmeli ve ömür boyu eğitim almayı göze alıp istemelidir. Eğer kişi bunların tümünü göze alıyorsa başarı zaten kaçınılmaz olacaktır ve mesleki tatmin tam olacaktır böylece hastalarımıza da yararımız tamamen dokunacaktır.

                                                                                                            Uzm Klinik & Uzm.Adli Psikolog

                                                                           Psikoterapist

                                                                              Kadriye Özadmaca

                                                                                                               www.psikologevinde.com

                                                                                                               [email protected]

                                                                            05338600045